31 Mart 2013 Pazar
Biliyor musun, yoruldum. Sen gittiğinden beri daha da çok. Sahi nereye kayboldun hiç bilmiyorum. Bir akşamın üzerinden geçmiştik. Işıklar yanmıştı, biz karanlıktaydık. Sonra kaçmıştık ve ayaklarımızı denize uzatmıştık. Tekrar tekrar sormuştun bana. Hiç mi demiştin, hiç mi, hiç mi, hiç mi? Arada bir denize dalmıştık, bizim gibi durduğu yerde duran, sallanan denize. Söylenecek ne çok şey vardı. Susmuştuk. Keşke o zaman gökyüzü yıldızlarından başlayıp parçalansaydı. Keşke o zaman devamı gelecek zannettiğimiz bir son olmasaydı. Ya da şimdi, sonsuzluk hissinin arkasına gizlenmiş bir son gibi sürekli canımızı acıtmasaydı. Ya da canımı. Sahi nereye kayboldun hiç bilmiyorum. Aradım seni. Bulamadığım her yerde, bulamayacağım. Seni senin bile varlığını unuttuğun yerlere sordum. Anlatsam gülersin. Şapşallığıma sarılırsın belki. Kendine kızarsın, sonra biraz benden kaçarsın. Uzaklara gidersin yine. Yine yorulurum. Yalnızlığımda, mutsuzluğumda, sensiz. Çünkü denize karşı mutsuzluklarımızı uzatırken aslında düşünüyordum da… Yok, düşünmüyordum. Ani bir başlangıca gitti aklım. O bir düşünce değil bir anıydı. Bir bardak çayın yanında, mutsuzluklarımız beraber başka bir şey olmuştu. Başka, adı başka, hali vakti. Sahi nereye kayboldun hiç bilmiyorum. Canın mı sıkıldı, benden mi sıkıldın, bir yere mi gittin, nereye gittin, bir şey mi geldi başına bilmiyorum. Soramıyorum da. Ve anlatamıyorum da. Hiç mi diyemiyorum, hiç mi, hiç mi, hiç mi. “En çok ve en uzun sana inandım.” diye yazmış Tezer Özlü mektuplarından birinde. Bazen ben de mektuplar yazıyorum, ama yollayamıyorum. Neden diyorum, nereye diyorum, kime diyorum. Ve bulamıyorum. Ve gözüm takılıyor, ve kulaklarımda çınlıyor, ve içimi yiyor, bitiriyor beni. Hiç diyorum.Hiç.
Olmuyor değil mi? Bir yerden sonra bir şeyler fazla geliyor. Acıların, üzüntülerin, kalp kırıklıkların ağır basıyor. Dayanamıyorsun. Bu sevginin altında eziliyorsun, günden güne ve yavaş yavaş kayıp gidiyor ellerinde o. En kötüsü de dur diyemiyorsun çünkü biliyorsun dönmeyeceğini. Sana "onu göndermemeliydin" demiycem. Gitmek istemese bi yolunu bulup gitmezdi. Ne olursa olsun katlanırdı acılara. Bundan önce de acılar çekmişti, ona katlanan buna da katlanırdı. Çok mu yoruldu yoksa? Hiç mi gücü kalmamıştı? Belki de evet güçsüzdü. O bu noktada haklıydı. Senden beklediği sadece birazcık destekti belki de. Belki biraz sevgi, belki biraz umut, belki bir yudum su. Peki ya sen kimdin onun hayatında? Yıllarca arayıp bulduğu mu yoksa sevgiyi ararken seni bulup sevdiği mi? İlkiyse gitmez zaten eğer ikincisiyse yani sen o birini sevmek isterken sen çıktıysan karşına tutamazsın, uğraşma bile. Hem de ilk fırsatta gider. Nasıl mı? En ufak bi bahaneyle. Tabi bu sana göre ufak bir bahane. "Yoruldum artık", "Dayanamıyorum, olmuyor, yapamıyoruz", "Ara verelim", Bu böyle uzak gider. Bunlar ayrılık sebebi değildir ki, olamaz. Onun sen geldiğinden beri kafasında kurduğu senaryolardır bu. Bilirsin insanlar yeri geldiğinde profesyonel oyuncu olabilirler. Ya da profesyonel yalancı desem daha mantıklı olur. Hayat bir sahne gibidir değil mi? Girerler, rollerini oynarlar ve geriye bakmadan çıkarlar sahneden. Sen sadece izleyicisindir. Bak şimdi perde kapandı. Şimdi senin yapmak gereken alkışlamak ve bu oyunun diğer perdesini beklemek. Unutma sen sadece izleyicisin. Ve bir gün bu oyun bitecek. O günü beklemekten başka hiçbir çaren yok.
bitiyosun içimde amınakoyum!
Sanırım gidiyo artık aklımdan Elma. her sabah uyandığımda aklıma gelmiyo. Her nefesimde adını hissetmiyorum. Yatarken onu düşünüp hayal kuramıyorum.
22 Mart 2013 Cuma
işte ben buna bugün küstüm. ben bununla buluşacaktım ama dersaneyle bi yere gidicekmişiz. o da iptal oldu şimdi. buluşalım diye Tıp'ı ve Martı'yı ayarttım ama bu salak arkadaşlarına söz vermişmiş. Bok ye Vosvos. Yaptığın oluyo mu ha oluyo muu :( İşte ben buna cevap yazmıyorum falan yani bildiğiniz tribin anasını ağlattım. Ayy buda radyodan şarkı yollamış banaa. Bide 'bari radyoyu aç' diye mesaj atmış. Yeriiim :D Ben tabi hemen açytım. Bedende tuh yokken çalıyoduu :D Ben bi sevindirik oldum anlatamam :D
vosvos -.-
Selaam. uzun zamandır giremiyorum malum yazılı haftası. işte bu arada neler olduu neleeer. hayatıma tıp ve onun sevgilisi martı sayesinde biri girdi. ben ilk elma diye öölüyodum ama bi değişik. bu konuştukça kendine bağlıyo sanki.
15 Mart 2013 Cuma
ühühüh :(
Bu sene çok çalışıcam (YATTI). Bu gece sabahlıycam (UYUDU). Para biriktiricem (SAÇTI). Alp er tunga (ÖLDÜ). Issız acun (KALDI)
elmacığım, herbişeyim, sana girsin hepsi ♥
sen bana değilde başka kızlara yazıyosun ya; parmağının değdiği tuşlar, onu karaktere çeviren o 2 milyarlık telefonun, o karakterleri mesaja çevirip ileten operatör ve bi o kadar baz istasyonu son olarak da şu uzayda fink atan uydu var ya sana bu imkanı sağlayan onunda en küçük antenine kadar sana girsin sevdiceğim ♥
Bi gün gideceğini biliyorum ama yine de gel ♥
Sana kızgın değilim kırgında. Bitmesi gerekiyormuş ve bitti hepsi bu. Üzülmedim değil, hala canım nasıl yanıyor bilemezsin. Biliyorum ki böylesine derin bir acının nedeni; Tarifsiz bir mutluluğun bitmesiydi. Hayatıma uğradığın için teşekkür ederim.
14 Mart 2013 Perşembe
yazar burada benden bahsediyor :(
Öyle kızlar var ki; bir bekledikleri olduğu için başka erkeklere umut vermiyorlar. Bence onlar koruma altına alınmalı, fazla kalmadı onlardan..
her gün bunun için söz veriyorum kendime.
Evet, değiştim. Eskisi gibi iyi biri değilim. Çünkü birşeylere αlıştıktαn sonrα, kαybetmekten yoruldum. Güvenim yok kimseye ve sırlαrımıdα söyleyemiyorum. Çünkü her sαhte gülücüğün αrkαsındα sαklαnmış bir kαlleşlik vαr ! İnsαnlαrdαn uzαklαşmαyα çαlışıyorum. Çünkü en nihαyetinde hepsi bırαkıp gidecek, hepsi.Evet, değiştim. Çünkü fαrk ettim ki, kαileye αlmαm gereken tek kişi kendim olmαlıyım, sαdece kendim. Ben öyle yαpmıyorum işte, herkesi düşünüyorum.Artık benim için kendim vαrım , bi gün pişmαn olursαnız ,O gün yine ben kendim olαcαğım.
13 Mart 2013 Çarşamba
erkek adama yakışır mı ?
'değmezmiş' demek istemiyorum. zaten ben demem de. ama arkadaşlarımın demesine izin verme. piç piç hareketleri bırak.
ben rastlamadım daha. ama var. inanıyorum. zorundayım.
her zaman bi umut vardır, belki sende yok, belki burda yok ama bir yerde birilerinde mutlaka vardır.
9 Mart 2013 Cumartesi
8 Mart 2013 Cuma
Oysa ben sadece beni sevmeni istedim.
Bir kız ne ister biliyor musun? İlgi ister, sevgi ister, kıskançlık ister, sahiplenmek ister, annesine annem diye hitap edilmesini ister, vosvos ister, nutella ister, çiğköfte de isteyebilir, mantı ister, lahmacun ister, o yediklerinden sonra aynı kiloda kalmak ister, sarılmak ister, sevdiğini koklamak ister, ağladığı zaman ''kimse yoksa ben varım lan'' cümlesini duymak ister, üzüntü yerine sevinçten ağlamak ister, sürpiz ister, mutlu olmak ister, çılgınlık istersen, saygı ister, karakter ister, güzel sevgi cümleleri ister, sevgilisinin yeri geldiği zaman en yakın arkadaşı olmasını ister, burnunun öpülmesini ister, bırakılmamak ister. İster de ister.
Özetle; adını duyduğum yerde yüzümde bir yumruk ve sana benzeyen herkes anlamsız bir karın ağrısı artık.
yarın doğum gününn. ama yokum yanında. nerede kimlerle olacaksın kim bilir... Baktığım her yerde seni görüyorum ben. Hatırlıyo musun geçen yıl başkanlık seçimlerine aday olmuştun. Oy toplamaya bile gelmemiştin. Zaten kızlar seni görünce herkesin dibi düşmüştü. Ben o aralar farkında değildim, sana bu denli aşık olacağımı hissedemezdim bile. Seni her gördüğümde yüreğim ağzıma geliyodu. Hala da öyle. Neyse işte ben pek takmıyodum seni. Ama bu yıl. Bu yıl çok farklıydı her şey. Ben seni sevdim Elma. Ben seni çok sevdim. Haberin yok belki. Ama ben senin için ağlıyorum. Çok ağlıyorum. YArın yanında olmak için vazgeçebilirdim bi çok şeyden. Ama senin için her şey güzeellik *mına koyayım.
Benden Ananas'a gelsin :((
Bakıyorsun ki, ona dair sende olan her şey sadece alışkanlık. Sevgi bitmiş, aşk bitmiş, huzur gitmiş.. Söyleme hala sevdiğini falan, zırvalama ağzında onu unutamadığına dair cümleleri; biliyorsun, unuttun. Zor olmadı. Olmayacaktı, biliyordun. Uzaktı. Gözünün önünde olmadığı için zorlamayacaktı. Yanmayacaktı canın, acımayacaktı içinde bir yerler, yazdıklarını üzerine alınmayacaktın, her şarkı sana onu anımsatmayacaktı, gülerken aklından geçmeyecekti, sabah kalktığında mesaj atma hissi duymayacaktın, özlemeyecektin onu, fotoğraflarına bakıp okşamayacaktın ekranı hiçe sayıp yanaklarını, ağlamayacaktın onun için, sinirini başkalarından çıkarmayacaktın, ismi geçtiğinde içinde bir şeyler harekete geçmeyecekti, olmayacaktı yazdığın yazılar ona. Tamam olacaktı hepsi ama atlatacaktın zamanla. Atlatıyorsun değil mi ? İster istemez unutuyorsun, çünkü hatırlatacak hiçbir şey yapmıyor. Hayatında bir başkasının olduğunu düşünüyorsun, belki de eminsin, kendine yediremiyorsun. Canın acıyor değil mi ? Geçecek. Yemin ederim atlatacaksın. Hıçkıra hıçkıra ağladığın tüm gecelerin hesabını haykıra haykıra gülerek ödeyeceksin. Yemin ederim böyle olacak. Söz veriyorum. Düzeleceksin. Yanında olmayacak o ayrı. Hissizleşeceksin gittikçe, hissizleşmiş de olabilirsin, kim bilir. Aynalar ne kadar itici geliyor değil mi? İnsanlara uyuz oluyorsun. Çünkü ne halde olduğunu gram düşünmüyorlar, seni düşünüyorlar ancak akıllar başka yerlerde. Gülümsüyorsun onlara, yalandan. Geçecek. Zor olacak ama geçecek. Yazmak artık rahatlatmıyor olsa gerek, can yakıyor. Sahi, canın zerre umrunda mı acaba? Düşünüyor mu seni? “Acaba benim kadar onun da canı yanıyor mudur” diye soruyorsan kendine, geçmiş olsun. Resmen unutmamak için direniyorsun. Nafile. İstesen de, istemesen de unutacaksın. Çünkü alışıyorsun. Elinde olmadan, sadece hayatında yeni biri olmadığı için üzüleceksin. Sorduklarında söyleyeceğin bir O olduğu için. Gerçi hayatında biri olsun da istemeyeceksin, iğreneceksin bir süre onlardan. Sana ilgi gösteren herkese “siktir git, sen de canımı yakacaksın biliyorum” gözüyle bakacaksın. Yakacak. O da böyle yapmıştı. Önce yaralarını sardı, yanında oldu, seni dinledi, kendine güvendirdi, sevdirdi, bağladı, sonra da o siktiğimin yaralarını yeniden kanattı. “Şimdi ne yapıyordur acaba ? Uyuyor mudur, karnı aç mıdır, özlemiş midir biraz da olsa ?” sorularından vazgeç. Onun adı geçtiğinde “beni ilgilendirmiyor artık” demeyi öğren. O güzelim şarkıların içine onu koyarak kendine eziyet etme. Ağlama sakın. O ağlamıyor, gülüyordur büyük ihtimal. Ya da bir başkasına yazıyordur, belki de tuvalette. Uyuyor da olabilir, ama emin ol ağlamıyor. Sakın ağlama. Sakın. Hiç haketmiyor.
6 Mart 2013 Çarşamba
gelmeden gitmeyi öğrettiğin için tiksiniyorum senden.
Sana verdiğim değeri hak etmiyorsun.Bunu bile bile değer veriyorum sana.Tüm yollar
sana çıkıyor ya;
işte bundan nefret ediyorum..
Nefret aşkın yarısı derler ya;
senden de..
gidişlerinden de nefret ediyorum..
Sana kırmızı çok yakışıyor, siyah da, ben de.
Neyi kazandığın önemli değil. 3 gün sonra doğum günün. Yanında yokum Elma. Yanında olmalıydım. Böyle minik minik kağıtlar hazırlardım sana. Seni ne kadar sevdiğimi anlatan. Sonra sen yokken sana çektiğim videolar var. Onları izleyip gülerdik. Günlüğümü okuturdum sana. Her sayfası buram buram sen kokuyor. Sayfaları çevirdikçe kağıttan sen akıyor. Her satır adınla başlıyor. Ben sana karıştım, haberin olmadan.
17 görünebilirim ama aslında 40-50 falanım :D
Herşey yaş değil. Yaş sadece bir sayı. Sen bir insanın neler yaşadığını bilemezsin. Ne kadar olgunlaştığını da.
Kandırma kendini, geçmeyecek.
Ağlama.Sakin görün.Ağlama.Ellerini sık.Ağlama.Nefes al.Dinleme söylenenleri.Ağlama sakın.Düşünme hiç bir şey.Ağlamayacaksın.Güçlüsün sen.Ağlama.Git oradan arkana bakmadan kaç.Sen korkak değilsin.Kalbini dinleme.Bileğine dokunma nabzını hissetme.Ağlama.Geçecek.
Baazen de kimse beni anlamak istemiyo.
Sebepsiz moral bozukluğu diye bir şey yok aslında. Sebebi var, ama bunu anlatamıyoruz. Çünkü çevremizde bizi gerçekten anlayabilecek kimse yok.
3 Mart 2013 Pazar
Bugün Elmayla sevgilisini gördüm. Emirle Feriha gibi olmuşlar. O ne öyle orantısız boy. Hiç de yakışmamışlar. Elma daha iyilerine layık. Hem beni görünce dönüp arksına baktı. Her şeyin farkında artık. Her zaman karşılaşır mı ya bi insan. Belki de bu kadar çok karşıma çıkmasaydı unutmuştum onu. Kim bilir? Ben bilemem. :(
2 Mart 2013 Cumartesi
Evet düşebilirim, itebilirler beni. Ama ben biliyorum ki kardeşilerim bırakmaz beni. Biliyorum her an benleler. Mesela Rus. Salak salak tavırlarına gülmekten ölsem bile beni güldürmek için kendini mahveder. Sonraa Ananaas. Ananas çok farklı. Yani böyle onu tanımadan aynı şeyleri hissettiğin insanlar olur ya, aynen öyle. Tıp ayrı bi dünya. Sevgilisi için ölür o. Daha çocuk gibi. En ufak bişeye alınır. Bide Mumiga vaar. O en uzun süredir yanımda olan. Diğerleriyle önceden kavgalıydım ne salağım. Neyse işte Mumiga geçen ağladı. Beni kaybetmekten korktuğu için ağladı. Ağladıkça içim parçalandı. Seviyorum onları. Tek dayanaklarım benim.
Mumiga,Rus,Ananas ve Tıp. Size sesleniyoorum :(
Moralim bozukken beni zorla güldürmeye çalışanları ısırmak serbest olmalı.
boş bulduğun kucağa oturmayacaksın bayan dudak.
Geçen Elma, Dudağı kantine yollamış. Benim önümdeydi. Elma da Karam Gurmaye bayılır. o da 1 tane kalmış. Salak dudak bana bakarak 'neyse zaten elmamın karama ihtiyacı yok' diyo. karam nimet olmasa sana girsin diycem gerizekalı.
Elimde olsaydı, değişmezdim.
Bazen o kadar yalnızım ki. Aslında değilim. Yanımda, bi telefon uzağımda o kadar çok insan var. Onları hissetmeme rağmen yalnızım. İçimdeki sıkıntının adını ‘o’ koyduğumdan beri bu haldeyim. Ne kadar insan olursa olsun, ihtiyacınız olan tek bir insan olmadığında her şey biraz eksik, biraz yarım, biraz da tatsız oluyor. Tam anlamıyla mutlu olunamıyor mesela. O da olsaydı böyle böyle olurdu diye düşünülüyor.Karar vermek o kadar zor ki. Daha beklemeli miyim, yoksa artık umursamamalı mıyım bilmiyorum. Onu kıskanamıyorum, nefret edemiyorum, sevemiyorum, artık özleyemiyorum. İçim bomboş resmen. Öyle boş ki. Neden ağlıyorsun dediklerinde verecek bir cevabım yok. Bir şey yaptığımda ama neden diye sorduklarında gösterecek bir sebebim yok. O eksik ya işte. Ben çok değiştim.
Dün sarhoşken söyledim bugün ayıkken dinlee.
Sana hiç yalan söylemedim.
Hiç değişmedim.
Eğer memnun değilsen, yani sana yetmiyorsam siktirip gidersin.
Hiç değişmedim.
Eğer memnun değilsen, yani sana yetmiyorsam siktirip gidersin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)